Kalİtiraf

En içten, en samimi itiraflarınız burada yayınlanacak.

3 yorum:

  1. Zamanındaki Kalforum

    Zamanında acayip bi kalforum ortamı vardı. Tesadüfen buraya düştüm, siteniz hala aktif midir sanmıyorum, ama anlatmak istedim.

    Zamanında facebook falan yokken, konuşmalarımızı msn'den yaparken, msn'in o anda çalan şarkıyı gösterme özelliği bile daha gelmemişken, üst dönemler "icq ne güzeldi yeaa" geyiği yaparken, kalforum vardı genşler. O zamanın kalforum'unu sanılanın aksine kürt koray kurmamış, satan anıl'ın poke yiğit'le birlikte kurduğu kalforum'a kürt koray yeni bir ses yeni bir nefes getirmesinin yanı sıra bir anlamda çökmüştü de.

    Kalforum'u birçoğumuz amcı nihat'ın oğlu yatılı çekiç ege'nin (gerçi çekiç lakabı kendisi çok istemesine rağmen hiiçç tutmamıştır ama neyse) ölüm haberi üzerine tanıdık. Uzun süredir görmediği ailesine kavuşmak üzere sömestr tatili için otobüse binen arkadaşımız ege, elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti. arkadaşları yorumlar yapıp üzüntülerini bildiriyor, ailesi ile nasıl görüşebiliriz cenaze ne zaman olacak gibi bilgiler paylaşılıyor, bazı densiz yatılılar her bokla dalga geçmenin bokunu çıkararak "iyi olmuş pezevenge her sabah gelip uyandırıyordu zaten" diye yorumlar yapıyorlardı.

    neyse ki haber sahte çıktı. bu şakaya pek gülmesek de, kalforum'u tanımış olduk.

    YanıtlaSil
  2. zamanındaki kalforum 2

    kalforum egenin ölümünden sonra çok güçlendi genşler. ama gerçekten acayip güçlendi. o kadar güçlendi ki, kalforum'un birinci yaşında okulda kutlama yaptık. ilerleyen yıllarda bir konudan bihaber kalmanın "ılım.rar" olarak anılmasına sebep olacak "deep dark rocker" nickli hazırlık arkadaşımızın nickinin hissettirdiğinin aksine kız olduğunu da o kutlamada öğrendik mesela. gerçi amyleekorn261@hotmail şeklindeki adresinden biraz kıllanmıştık ama, yine de kız olmasına ihtimal vermemiştik. getirilen pastanın yenilmeyip pasta savaşına malzeme edilmesi neticesinde sonraki yıllarda kalforum kutlamasını pasta savaşı ile yapmaya karar verdik. ama sonraki yıllar pek olmadı.

    kalforum'un başarısı üzerine birçok yakın okul da benzer forumlar kurdu. bunlardan bazıları hala yaşıyor, bazıları o dönemin hevesli gençlerinin ileri görüşlülüğü neticesinde sözlük olarak açıldılar, falan filan.

    dönemin okul müdürü bir cuma töreninde öğrencilere ağır ifadeler kullanınca, o dönem alınan kalite ödülünü ti'ye alan yazılar yazdık ve okul çapında bir eylem örgütlemeyi planladık. ancak pazartesi günü kendimizi müdürün odasında bulduk. müdür bizi disipline vermemişti. direkt olarak tazminat davası açmak için başvuruda bulunmuştu. o zamanın parasıyla 50 milyar'ı ödeyemeyeceğimizden (davayı kaybeder miydik bilmiyorum ama ailelerimize açıklayamazdık böyle bir şeyi) ilgili içerikleri hemen kaldırdık tabii. müdürün kalforum'u kontrol altına alma isteklerine yönelik olarak tüm hocalara birer account açma sözü verdiysek de, tahmin ettiğimiz üzere hocalar böyle bir şeye ilgi göstermediler. her hoca kendi başlığını bir muhbir öğrenci üzerinden takip etmeyi tercih etmeye devam etti.

    YanıtlaSil
  3. zamanındaki kalforum 3

    gel zaman git zaman, biz de tıpkı birer mark zükerberg, hadi en olmadı sedat kapanoğlu, ya da tamam hadi en azından inci sözlük serkan gibi düşünmeye başladık ve "kalforum üzerinden nasıl para kazanabiliriz?"in peşine düştük. hani bu yabancıların monetize dedikleri. ilk başlarda o zamanların max'ı olan alp'in adsense çabalarını denediysek de bunun ciddi bir getirisi olmayacağı barizdi. elimizdeki imkanı daha iyi değerlendirebilirdik ve planı kurduk: dershaneler bizi bekliyordu. tüm dershanelere gittik diyebilirim. hiç bir zaman güzel bir sponsorluk anlaşması yakalayamasak da ertesi yılın kalfestinde kalforum sponsorluk dosyasında da vardı. (artık kalforumun dershanelerle yıldızının barışmamasından mıdır bilemem ama o yılın kalfest'i dershane sponsorluğu olmadan yapılan tek kalfest'tir.)

    baktık dershanelerden para alamıyoruz, o zaman direkt satış modeline girelim dedik. premium üyelik satamayacağımıza göre, insanlara kalforum üzerinden bir hizmet satmalıydık. çözümü tatilya gezisi ile bulduk. kalforum'un birinci ve tek tatilya gezisini de o zaman yaptık. okuldan izin almamıza aslında gerek olmasa da tazminat davası olayından ağzımız yandığı için, velilere imzalatılmak üzere kağıtlar bile hazırladık. üç otobüs ile tatilyaya gittik, kendimizin ve yakın arkadaşlarımızın gününü bedavaya getirdik. üç beş bir harçlığımız da kaldı doğrusu. ama gezilerin de devamı gelmedi.

    kalforum'un bilinmeyen organizasyonları arasında da kartopu etkinliği ve okulda mangal yer alır. onları anlatmam ama. sonra sonra okulun hem meşhur hem de çenesi hariç taş sayılabilecek kıjlayından asia ile çıkan teomanyağı şair zafer'in "yesek yeriz" şeklinde benim taklidimi yapmasını anmadan geçmeyeyim yine de. o kız da önce bi amerikaya gitti geldi, sonra duyduk ki junkie olmuş, sonra kürt fatih ben asia moda sahilde cigo içtik, sonra kız dine döndü, lise sonda coh'un goliath'ına benzeyen bike gibi o da derslere verdi kendini. bike dişçiliği asia da boğaziçinin bişeyini kazandı. boğaziçinde superdorm'a yazıldı. superdorm'un meşhur kızları ile birlikte okulu kasıp kavurdu. biz de junkie'liğe devam ettik. boğaziçi bin beşyüz olduk. bu post ile de -en azından tanıyanlarımıza- kendimizi deşifre etmiş mi olduk? bok.

    YanıtlaSil